Translate

20 Haziran 2016 Pazartesi

Hele bahara bahara hele hele bahara

Doğa kendini tekrar tekrar doğuruyor; yeni bir bahar, yeni umutlar her şeye rağmen kıpır kıpır bir yaşama sevinci...

Toplumsal olaylar açısından geçirdiğimiz zor bir kış oldu. Baskıya, şiddete, ölümlere tanıklık etmek zorunda bırakıldık. Oysa biliyoruz ki yeryüzüne diyalog, aşk, barış, sevgi, paylaşım, dayanışma, müzik, dans, sanat hakim olabilir. 

Bu kış, toplumsal olaylar ruhumuzu yaraladıkça konağın ruhuna ve konağın etrafını saran jungle sığındık. Bir insan odun keserken sağalabilir mi veya bir testere sesiyle...

Evet ama öyle oldu, çıkmaza düştükçe baltayı, testereyi kaptık ve yakacak odunumuzu kestik...


Testere ve balta sesi en sevdiklerimden, kışa hazırlanan köylerin korosu 


Budama mevsimi geldi, yetişebildiğimiz kadarıyla ağaçlar budandı. Bahçe işleri baharla çeşitlendi...


Nar ağacı budanıyor

Budanan yerlerden ağacın öz suyu kaybolmasın ve budama yarası çabuk kapansın diye budama macunu sürülüyor.


Budama macunu

Budamadan sonra aşı işine geçiyoruz. Yalçın'ın ilk aşı denemeleri, komşunun nar ağacından aldığı kalemi bizim nar ağacına aşılıyor.


Geleneksel yöntem çamurla sarıyoruz aşıyı...

Yaşar Kemal, Yusufçuk Yusuf romanında bataklığı kurutup tarım alanı açmaya çalışan köylülerin düşünü şöyle ifade eder: Hele narlara narlara hele hele narlara, hele ayvalara ayvalara hele hele ayvalara...


Ben de hele hele narlara diyorum

Bir öğrencimin bahçenin toprağını ısrarla sürmek istemesine dayanamayıp bahçeye traktör sokuyoruz. Pulluk toprağı kaldırdıkça kapkara toprak çıkıyor alttan, ben yaşımızla yaşıt işlenmemiş toprağın bereketini düşleyip taptaze sebzelerin düşünü kurarken toprağın altından yaşımızla yaşıt çöp çıkıyor; plastik ürünleri, ambalajlar, kadın çorapları, çocuk oyuncakları, misketler, hayvan iskeletleri ve taşlar... Ki bahçenin yüzeyindeki çöpleri, taşları, otları Workaway ağıyla gelen Alman bir çiftle temizlemiştik, yeniden tüm pisliği temizlememiz gerekecek.


Pulluk sonrası keşen ile düzleştirme

Kır yaşantımızda bir bahar için gereken hazırlıkları yapmaya çalışıyoruz. Muhacirlerin havaların ısınmasıyla yaptığı hazırlıklardan biri, evin dışını badanalamak. Yaşar Kemal de bir kitabında "Çukurova'da yaşayan muhacirlerin evlerini, beyaz badanasından ve beyaz badana fonunda konulan rengarenk çiçeklerden bilirdik" diyor. Benim de çocukluğum, her bahar badana yapılan iki gözlü kerpiç bir evde geçti. Şimdi çocukluğumun o ruhunu yaşatmak için ben de yaşadığım evi ve bir dönüm bahçeyi çeviren briket duvarı boyamak için on poşet kireç aldım. Evin ön, yan ve arka cephesini boyadım. 


Kuruyunca bembeyaz olacak

Bahçe duvarını boyarken Ali İsmail'in umut dolu yüzüyle karşılaştım. Gerze'nin Gezici gençleri çizmiş olmalıydı. Badana ile etrafına bir çerçeve çizdim. Ali'nin düşleri Paltolu Konak'ın da düşleri... Paltolu Konak, özgür bir mekan olarak üretildiği sürece, Ali'nin de düşlerini bu mekanda yaşatacağız.


Paltolu Konak'ın duvarında Ali'nin portresi

Doğa yeniden ve yeniden her ilkbaharda doğarken doğanın canlıları da doğurma ve doğma telaşında. Konağın kedisi güzeller güzeli Çirkin, nisanda 4 tane yavru doğurdu. 


Şapır şapır annesini emiyorlar, ahşap dolabın içinde

Geçici olarak; Niya, Tiya, Çiya, Hiya isimlerini verdim. Yeni yuvalarında yaşayacakları öykülere göre yeni isimlerini almaları dileğiyle...


Tüm ürkekliklerine rağmen yavaştan etrafı keşfetme derdindeler 

Kedilerin hareketlenmesiyle eve bir canlılık geldi, koklaya koklaya etrafı tanımaya başlama aşamasından sonra etrafta pıtır pıtır koşuşma, birbiriyle boğuşma aşamaları başladı. Tüm büyüme aşamalarına tanıklık ettik 2,5 ay boyunca. Şimdi yuvalandırma zamanı.


Evden ve kardeşlerinden ilk Tiya ayrıldı

Tiya, bir öğrencimin isteğiyle Yaykıl köyüne dedesine can olsun diye götürüldü ve şimdi bir dede ile oynamakta ve ona umut olmakta...


Çiya'nın anne koynundaki huzuruna hele...

Çiya, resim ve müzik öğretmeni arkadaşlarımızın oğlu Ada'nın uzun süredir eve kedi istemesinden sonra sanatsal yeni bir yuvaya gitti. Adı çizgi film kahramanı Oggy oldu. Oggy'i bisiklet sepetinde yeni yuvasına bıraktık, bıraktık ama bir hayli ürktü. Ada ise eve gelen korkmuş  Oggy'e oyuncaklarını tanıtma ve oynama derdinde. Neyse ki alışmış Oggy ve uyumak için Ada'nın yanına sokuluyormuş.


Niya, dört gözle annesini bekliyor

Paltolu Konağın sakini Bensu, fotoğraflardan Niya'yı çok sevdi ve birlikte yaşayacaklar. Şimdi Niya, Bensu annesinin Van'dan gelmesini bekliyor.


Yuva bulabilmek için son olarak benekli siyah kedimiz kaldı. Onun için de afiş hazırladık. Belki bir yuva bulunur diye.


Yuva aranıyor Hiya için


Annemiz Çirkin,  bebişlerini emzirirkenki mutluluğu ve güzelliği


...ve Çirkin yine hamile, sonbahara yeni bebeklerle hele...







10 Haziran 2016 Cuma

Evrensel imece denemeleri: Work Away



Eğer gezginsen ve gezdiğin yerlerde insanların günlük yaşamlarına dokunmak, onlarla birlikte üretmek istiyorsan Work Away  güzel bir seçenek. Anadolu'nun kadim dayanışma yöntemi imecenin çok dilli, çok kültürlü biçimi...

Kendi yaşam alanının yardım ihtiyaçlarına göre bir liste oluşturuyorsun ve insanlar ilgilerine, yeteneklerine, merak duydukları coğrafyalara, dahil olmak istedikleri günlük yaşam pratiklerine göre sana yardım etmek için davet gönderiyorlar. Onlar sana yardıma ihtiyacın olan işlerde yardım ederken sen de onların barınma, yeme-içme, temizlik ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyorsun.

Biz de Paltolu Konak için oluşturduğumuz profilimizde; bahçecilik, yemek pişirme, ev işlerinde yardım, dil pratiği, inşaat işleri, ekolojik ve sanatsal projeler alanlarında evrensel bir imece çağrısı yaptık. 

Çağrımıza otostopla Moğalistan'a giden bir Alman çift davet gönderdi. Bir müddet çalışmak, aynı zamanda yolda olma ruhuna biraz ara vermek, insanların yaşamlarına daha fazla dokunmak, insanların günlük yaşam pratiklerinin içinde eylemek gibi düşüncelerle bize yardımcı olmak istemişler. Bizim ve davet gönderen çiftin en büyük şansı; birlikte ilk Work Away deneyimimizi paylaşacak olmamızdı. Ne onlar ne de biz daha önce böyle bir paylaşımı deneyimlemiştik.

Bir pazar akşamı otostopla Gerze'ye geldiler. Tanışmamız akşam yemeği eşliğinde oldu.


Yalçın'ın leziz yemekleriyle

Genç kadın arkadaş Carina İngilizce öğretmeni, Fabian da beden eğitimi öğretmeniymiş. Çalışmaya ara vermişler ve insanları, farklı coğrafyaları tanımayı tercih etmişler. Yolculukları bir ay önce Almanya'dan otostop ile başlamış ve bir ay gibi kısa bir sürede Sinop'a gelmeyi başarmışlar.


Artık gezginler ile birlikte gelenekselleşmiş yeryüzü soframız

İkinci akşam yemeğinde Gerzeli bir arkadaşımız bize eşlik ediyor. Yaklaşık 2-3 yıldır, gönüllü misafir etme ağlarına üyeyiz ve evimizde ağırladığımız onlarca kişiyi Gerze'deki günlük yaşamın içine dahil etmeye çalışıyoruz. Hem onlar Gerze'deki günlük yaşam kültürünü tanısınlar hem de Gerzeliler farklı kültürlerden gezginlerle iletişim kurup yaşamı renkli kılmak için farklı yaşam öykülerine tanıklık etsinler diye misafirlerimizle Gerzeliler arasında bir bağ kurmaya çalışıyoruz. Gerzelilerin de sosyal yönlerinin güçlü olması bu kaynaşmayı kolaylaştırıyor. Gerzeli dostlarımızdan gezgin misafirlerimizi akşam yemeğine, sabah kahvaltısına davet edenler, el yapımı ahşap oyuncak hediye edenler, evimizde onlara eşlik edenler, doğa yürüyüşlerinde iletişim kurmaya çalışanlar ve paylaşımlarımızdan sonra bu ağlara üye olmak isteyenler oluyor. Her yönüyle barışçıl, dayanışmaya açık, çok kültürlü, çok dilli, empatiyi geliştiren, farklı kültürlere, dillere, coğrafyalara merakı artıran, günlük yaşamın monotonluğunu kıran  paylaşımlar...

İlk gün biz okulda olduğumuz için  Carina ve Fabian yalnız çalışıyor. Öğle yemeği için eve geldiğimde ikisi de yalın ayak toprağın üstünde otları temizliyorlardı. Fabian otları kesiyor, Carina da bulduğu küçük bir yoğurt kovasına otları dolduruyordu. Birden çok sevimli geldiler gözüme. İkinci gün Yalçın'ın da benim de boş günümüz, kahvaltı ile güzel bir güne başlıyoruz.


ve her fırsatta ve yine ve yine dünya haritası açılıyor

İş planımızda; bahçenin tamamını kaplamış insan boyundaki otları makine ile kesmek, paletlerden defnelerin altında oturmak için bank yapmak, evsel yeşil atıkları gübreye dönüştürmek için kompost kutusu yapmak var.


Ben otları kesme işine giriyorum

Kış boyunca yağan karın ve yağmurun etkisiyle otlar almış başını gitmiş, makine bile zorlanıyor kesmek için.


Fabian ve Carina  paletten bank yapıyor

Paletlerin işlevselliği çok fazla; yatak yap, sehpa yap, bank yap, kitaplık yap...


Yalçın ve Carina kompost kutusunu yapıyor

Kış boyunca biriktirdiğimiz ve bahçeden çıkan yeşillikler gübre olmak üzere biriktirilecek.

Çalıştıkça kaynaşıyoruz, Yağız ve annesi Gülnur Abla geliyor, paletlerden yapılma üç bankımız da hazır olunca defnelerin altında dinlenelim istiyoruz. Molamızda Tarsus'tan getirdiğimiz boğma rakı renk katıyor.

Banklarda boğma molası

Defne altı muhabbetimiz kalabalıklaşıyor, Yağız'ın babası Rıza Hoca geliyor hem de arabasında orakla.

Boğmalar içilince çalışma hararetleniyor, bir yandan Rıza Hoca orakla bir yandan ot biçme makinesi ile biz, ortalık toz duman...


Bahçe tamamen açılıyor

Akşam soframız daha da kalabalıklaşıyor, Ado ve Bekir Abi. Çok dilli muhabbet, Almanca, Türkçe, İngilizce.


Gerze'de insanların buluştuğu, toplandığı alternatif bir mekana dönüşüyor bahçe.

Bu kültürel kaynaşma gecesine Alman gezginlerin elmalı tatlısı renk katıyor. Elmaları şekerli sosa batırıp tavada kızartıyorlar. Çok da güzeldi.


Basit ve lezzetli Alman tatlısı


İmece yoluyla işler kolayca ve hızlıca ve keyifle ilerliyor. Birlikte çalışmamızın ikinci günü otlar bitmiş oluyor, geriye taşları, çöpleri ve biçilen otları ayrıştırmak ve taşımak kalıyor. Bahçe tertemiz oluyor.


Fabian kompost kutusuna otları taşıyor, Carina tırmıkla taşları topluyor



 Ben de kıyıda köşede kalmış otları orakla biçiyorum

Defnelerin altı güzel bir sohbet köşesi oluyor, akşamüstü yorgunluğumuzu birer bira ile atalım derken bize eşlik eden Yağız ve Caner'le muhabbette gece yarısını buluyoruz. Ve  o muhabbetin içinde Paltolu Konak'ın bir "freeland" olduğunu tartışıyoruz. Evet, Foucault'un tabiriyle bir "heterotopya mekân." Zamanın, mekânın ve belleğin sınırlarını aşan bir ruh.


 Muhabbet...



Ateş...


ve bir tiyatro sahnesi olan evren...

Hep birlikte  sevgiyle, paylaşımla, imeceyle ördüğümüz günler keyifli, onlar da biz de bu Work Away ruhunu seviyoruz. Çalışarak, yiyerek, içerek, muhabbetle, farklı kültürleri kaynaştırarak, yüzyıllardır konuşulan dilleri kaynaştırarak halkların dayanışmasını ve kardeşliğini örüyoruz.

Okuldan yorgun geldiğimiz bir gün evde harika yemekler hazırlanmış, insanın eve geldiğinde hazır masaya oturması ne kadar keyifliymiş.

Hazırladıkları mantar soslu köfte


Yeşil Gerze Dağcılık kulübünün Çernobil'in yıl dönümü dolayısıyla Sinop'ta yapılması planlanan nükleer santrali protesto etmek için İnceburun'a düzenlediği geziye katılıyoruz hep birlikte. Sarıkum'dan başlayan trekkingimiz çöller, ormanlar, dağlar, denizler aşarak İnceburun'un deniz fenerinde son buluyor.



Sinop'ta planlanan nükleer santrali protestomuz


piknik tadında öğle yemeğimiz


Carina ve Fabian


Günün yorgunluğu



Carina ve Fabian'la on gün birlikte geçirdik, çok keyifliydi gerçekten. Sanki ev arkadaşıydık. Gittiklerinde kocaman bir boşluk bıraktılar arkalarından ve paylaşımlarımıza dair birkaç satır...



Arkalarından kalan birkaç satır...

ve kısa bir görüşme...