Translate

31 Aralık 2017 Pazar

sanki christmas partisi için Paltolu Konak'a gelmiş İrlandalı bir çift...

Bir ay öncesinden konakta 5 gece kalmak isteyen İrlandalı bir çiftten davet almıştık. 5 gece çoktu ama öyle bir durum ki o tarihlerde bir operasyon için hastahanede olacaktık ve eve üç-beş gün gelemeyecektik. En azından biz evde yokken gelirler, kedilerimize bakarlar ve ocağımızı tüttürürler diye düşündük ve kabul ettik.



Biz evde yokken gelmişler, kedilerimizi sevmişler, doyurmuşlar, sobaları yakmışlar, çatıdan akan yerlerin altına kap kacak koymuşlar, evdeki boğma rakı ile akşamları demlenmişler. Evin düzenini çok kısa sürede benimsemişler. Evin sahibi sanki onlar da biz konağa misafirliğe gitmiş gibi hissettik.. Hastahaneden döndüğümüz ilk gece soslu makarna yapıp doyurdular bizi, kediler ile oynadık ve öykülerimizi kısa sunumlarla paylaştık.

Sharon, Çirkin ile zaman geçirirken
Bir sonraki gün onlar Sinop'u gezmeye gittiler. Biz de hastahane ortamından kurtulmanın keyfini çıkardık evde. Gece bizi dışarıda yemek yemeye davet ettiler, bar ortamı görmek istiyorlardı. Biz de geç saatte Lila'ya çıktık.  Balık çeşitlerinden, mezelerden hepsinden tatmak istiyorlar, şimdiye kadar ağırladığımız gezginler arasında en eli açıklar. 
Lila'da bar kültürümüzü tanıtırken
Yolculuklarına Türkiye'den başlamışlar. O yüzden bütçeleri yeni yeni şekilleniyor olmalı. Özellikle Noel kutlamalarından kaçmışlar. İnanılmaz para harcanıyormuş bu iki haftalık süreçte. Noel harcamalarında en düşük bütçenin 3000 euro olduğundan bahsettiler. İnsanlar Noel'de hediye almak, tatil planlamak için kredi çekiyormuş ve sonra o krediyi ödemek için bir yıl çalışıyormuş veya 11 ay bu Noel harcamaları parasını biriktirmek için çalışanlar ve sonra tüm birikimi iki ayda harcayanlar varmış. Onlar da bu tüketim çılgınlığından kaçmış.

Yolculuk rotaları; Türkiye, Gürcistan, Ermenistan, İran, Türkiye Cumhuriyeti ülkeleri, Uzak Asya ülkeleri, Avusturalya, gemi ile Latin Amerika ve Uruguay'da bir kaç yıl yaşamayı düşünüyorlarmış. Barda kapanma hazırlıkları başlayınca biz de çıkıyoruz. Arkadaşlar yüklü bir hesap ödüyorlar. Deniz boyunca çakıl taşlardan yürüyüp balık tutanlar olup olmadığına bakıyoruz. Mehmet Abi orada, onun yanında zifiri karanlıkta vakit geçiriyoruz. Eve gelince muhabbetimiz devam ediyor.
Gecenin bir vakti balık beklerken

İrlanda usulü tütün sarımı
Onlarda Noel kutlamaları uzun bir periyoda yayıldığı için konakta arkadaşlarımızı davet edip bir parti yapmayı öneriyorlar. Biz de kabul ediyoruz. Birlikteliğimizin 3. gecesinde Noel partisi yapacağız. Birkaç arkadaşa haber veriyoruz. Gün içinde de Yalçın ile ikimizin boş günü olduğu için hep birlikte Say Çay Bahçesine simit ve peynir ile kahvaltı yapmaya, sonra Sharon yüzmek istiyor, yüzmeye gidiyoruz. 
Deniz kenarında kahvaltımızdan
Conor ile Yalçın da balık yakalamaya çalışıyor. İrlanda'nın başkenti Dublin'de Noel'de 0 derece suda sabahtan denize atlarlarmış. Aynı geleneği burda da yapmak istedi Shoron. Bizim denizin 7-8 derece olduğunu öğrenince onların orada yazın denizin sıcaklığı buymuş. O denize atlarken biz üşüdük. Gerze'nin fenerinde balık tutmak için oyalanıp evde parti hazırlıklarını yapmaya geldik.

                                             

Balık tutanların ortasıda yüzmeye çalışan bir kadın, aylardan aralık

Aralık 25, İrlandalı bir kadın Gerze sahilinde

Kafa dengi iki gezgin
Arkadaşlar, İrlanda yemeklerini hazırlamaya misafirlerimiz de yavaş yavaş gelmeye başladı. İlk önce yemek, sonra viskili İrlanda kahvesi, kahve likörü derken hafiften Noel havasına girmeye başladık. 

İrlanda usulü yemeklerimiz

Müge'nin misafirlerimize el yapımı Noel hediyesi

Parti ekibimiz

İrish kafelemizle yılbaşı kutluyoruz
Shoron gitar çaldı, dans ettik, sonra kağıt oyunu oynayalım dedik. Kağıt oyununda parti ekibi olarak biraz daha kaynaştık. Sonra başka bir oyuna geçtik. 

Sharon romantik müzikleri ile


                                                


Conor ve Müge, Sharon'un çaldığı müzikte dans ederkene

Oyunun dokunulmazları
Karton bir kutu ortada duracak herkes sadece ayaklarının üstünde diz, el, kol, dirsek, kafa yere değmeden ağzıyla kutuyu tutup kaldıracak. Birinci tur tamamlanınca kutu üstten kesilecek, daha kısaltılacak ve tur döndükçe kutunun boyu kısacık kalacak. İşte bu oyunda gırgır şamata, kahkahalar, tezahüratlar başlayınca ortalık şenlendi. Turlarda elenenler oluyor, elenenler durumu kabul edemiyor. Saatlerce oyunumuz sürdü. Biz oyunu bitirdiğimizde sabahın 4'üydü. Gece boyunca içtiklerimize bakınca, bira, şarap, viskili İrlanda kahvesi, kahve likörü, boğma rakı, kokteyl bu eğlence ortamında envai çeşit içki tüketmiştik. İrlandalıların içki limitlerinin olmadığını, deli gibi içtiklerini gördük. Orda bar kültürü ve içme kültürü inanılmaz yaygınmış. Belli oluyor zaten. Biz bir gün boyunca pert olduk.
Karton kutu oyunumuzun döngüsü

Conor, boy uzunluğundan ilk turlarda kaybetti

Sharon da sıra

Gecenin son iki rakibi

Gecenin şampiyonu, Başak

Gecenin şampiyonu ve kaybedeni
Bir sonraki gece parti ekibimizden Gülnur'un evine davetliydik. İrlandalılar Noel hissinden mahrum kalmasın diye yılbaşı ağacı süslemiş. Spagetti, İtalyan ve İspanyol mutfaklarından içkiler hazırlamış. Neyse ki içki içmeyelim demiştik. O yüzden hafif içkiler ile geçti.
Gülnur'da tekrar mutlu Neoller
Biz okula döndük, onlar da çantalarını hazırlayıp yollara. Yalçın geçirmeye gitti. "Kalın desem kalacaklardı" diyor. Bol partili rotalar...


5 Aralık 2017 Salı

bizi bekleyen uzun bir kışın ilk misafiri; Joe

Bize gezgin ruhunu getirecek arkadaşlara konağın kapısını tekrar açtık.  Biz, uzun bir süre gezemeyecektik ama yollarda olanlara kapılarımız uygun oldukça arkasına kadar açıktı. Bu kışın ilk misafiri Joe idi, İngiltere'den. Otostopla yolculuk yapıyor ve son durağı Çin. Çin'de Çinli sevgilisiyle buluşup orada zaman geçireceklermiş. Çinli sevgisi şuan İngiltere'de küçük kızıyla hem gezip hem de çiftliklerde çalışıyormuş.

Türkiye'de yol boyunca otostopa alan insanların, kahvelerde verdiği molalarda kahve sakilerinin sürekli çay ısmarlaması Joe'yu çok etkilemiş. Bu misafirperverlikten etkilenen çok fazla gezgin tanıdık.  İlk gece biz ona hamsi yaptık, yoldan gelmişti ve konağın düzenine alışması için biraz zamana ihtiyaç vardı.

Birlikte akşam yemeğimiz
Gelen misafirler günlük yaşamımızın akışına uyup kendi eylemsel alanlarını oluşturuyorlar. Gezginleri misafirimiz gibi değil de konakta yaşamı birlikte paylaştığımız arkadaşlar olarak kabul ediyoruz. Rahatça eyleyebilecekleri bir alan açmaya çalışıyoruz. Biz günlük rutinimizde okula giderken Joe da  Sinop'a gezmeye gidiyor. Bir gece öncesinden yemeği kendisi yapmayı teklif etmişti ve mutfakta Joe var.

Sebzeli makarna menüsü ile Joe mutfakta
Birlikte ikinci akşam yemeğimizi yiyoruz, birlikte Gerze Eğitim-Sen'de haftada bir gün yaptığımız English Conversetion Club'a gidiyoruz. İngilizce pratik yapmak için oluşturduğumuz bir grup. Joe, bir kez daha arkadaşlara yolculuk öyküsünü İngilizce anlatıp yolculuğuna dair soruları cevaplıyor. Hepimiz için Joe'nun hem yol hikayesi hem de İngiltere'den gelmiş bir İngliz'in konuşma kulübüne gelmesi motivasyon arttırıcı bir etkinlik oluyor.

English Conversation Club'ta Bir İngiliz
Muhabbet sonrası bir balıkçı meyhanesine gidip biraz daha pratik yapıyoruz. Karanlık denize karşı, yanan kocaman soba, nostaljik müzik ve biralarımız ile muhabbet koyulaşıyor.

Bir balıkçı meyhanesinde
Joe ile birlikte güzel anılardan sonra güzel birkaç satır kaldı. Yolu açık, otostopta şansı bol olsun.

Joe'nun arkasından kırık dökük satırları





20 Ekim 2017 Cuma

Nar Kırmızısında Bir Sonbahar


Yalçın ile Dünya'nın farklı rotalarındaki seyahatlerimiz Paltolu Konak'ta sonlandı ve uzun bir kış için buluştuk yine. Bir dahaki yolculuklar için çalışma ve para kazanma mevsimi başlıyor. Yaz boyunca yaşadıklarımızı anlamlandırma sürecimiz hala devam ediyor. Bir yandan da sömestr tatili için yeni yol haritaları önümüzde... İkimiz için de yalnız yolculuk enfes bir deneyim oldu... Ama kedişlerimiz özlemden ölmüşler... Çirkin'in ilk fırsatta Yalçın'ın dibinden ayrılmaması... 


Çirkin  günlerce Yalçın'ın yanından ayrılmadı

Sarnıç da pek farklı değil, hep bir gideceğiz korkusunu yaşıyorlar.

Bacaklarımızın üzerine bir bebek gibi yatıp sallanmayı bekleyen Sarnıç
Dönüşte Paltolu Konak'ta enfes bir sonbahar bahçesinin içine düştük. Kış hazırlıkları gerek yiyecek hazırlama gerekse de yakacak hazırlama ile sürüyor şu günlerde...


Karma sebzelerden yaptığım turşu

Salatalık turşularımız

Domates sularımız, yemek ve çorbalar için

Közlenmiş ve sirkelenmiş kırmızı biberler

Ben konserve ve turşu gibi yiyecek hazırlıklarıyla uğraşırken, Yalçın da kışlık içeceğimizi yapmaya çalışıyor.

Kızılcık likörü

Yaz tatiline çıkmadan önce yaptığı kahve likörünü yarıladık, şimdi  de Yalçın kızılcık likörü yapıyor.


Narlarımız toplanmayı ve belki nar ekşisine dönüştürülmeyi bekliyor

Nar ağacımızın altı aynı zamanda kışlık odun yaptığımız, odun yaparken bir yandan bir şeyler içtiğimiz bir mekân...

Nedense o sonbaharın kokusuyla, etrafta sararmış yapraklarla kışlık odun kesmek, o baltanın sesi beni çok sarmalıyor. Bu yıl da ben fırsat buldukça baltayı alıp odun yapıyorum. Yalçın daha çok bu tarumar sonbahar bahçesinde içsel bir yolculukta.

Yalçın'ın kitaplar, kediler ve sonbaharla çıktığı içsel yolculuk


Biz bahçedeyken Sarnıç ve Çirkin'in en mutlu anları, hem doğadalar hem de bizimle birlikteler. Ağaçlara tımanmaları, etrafımzda dönüp durmaları bizim için de mutluluk kaynağı...

Çirkin'in Sarnıç'tan saklanışı

Saksılarımıza da yansıyan sonbahar






22 Temmuz 2017 Cumartesi

Paltolu Konak "Tatilde"

Uzun, soğuk, yağışlı bir kıştan sonra nihayet yaz ve tatil geldi. Kışın, Gerze'nin yalnızlığında konağa birbirinden farklı yaşamlar getiren birçok gezginden sonra nihayet bizim de yollara düşme vaktimiz gelmişti..

Bu yıl gezgin olma ruhunda, Yalçın ile rotalarımızı ayırdık. Buna dair birçok tartışmamız, ortak kararımız, gerekçemiz vardı.

Birlikteyken daha çok birbirimizle ilgiliydik, yolculuk boyunca deneyimlediklerimize temas etme noktasında sığ kalıyorduk. Aslında gezgin olma ruhumuzun en başat sebebi; başka insanlara, kültürlere, dinlere, dillere dokunmaktı ama birlikte olunca birçok dokunuşu es geçiyorduk.

Dillerimizi geliştirme konusunda da yol kat edemiyorduk. İletişim ihtiyacımızı birbirimizle karşılıyor, başka insanlara  mecbur kalmadıkça temas etmiyorduk.

Yine yol demek, yolculuk demek, aynı zamanda kendine yolculuktu. Başka insanlarda, kültürlerde, dinlerde, dillerde kendini aramaktı, kendine ayna tutmaktı ve bu ancak yalnız yolculukla mümkün olabiliyordu.

Zaten uzun, kocaman kara bir kışı Paltolu Konak'ta iki kediyle, onlarca kitapla soba başında birlikte geçirmiştik. Şimdi ayrılmanın, bir dahaki uzun kış geceleri için insana, doğaya, yaşama, kültürlere, dinlere, dillere dair gözlemlerimizi, deneyimlerimizi biriktirmenin zamanıydı.

Bu gerekçelerden yola çıkarak herkes kendi rotasını çizdi. Yalçın'ı 8 Temmuz'da Malezya, Tayland, Kamboçya, Vietnam, Laos ve Mynmar'a uğurladım. Yalçın'ın kendi derinliklerine doğru bir yolculuk olması dileğiyle...


Yalçın'ın Konağa ve Sarnıç'a vedası

Evet, şimdi benim yollara düşme zamanım. Yaz boyunca Gürcistan, Ermenistan, İran, Umman, Dubai (çok merak ettiğimden değil, birikmiş Arap sermayesinin ucuz uçak bileti imkanından) gezmeyi planlıyorum, tabii 50 derece sıcaklığa başörtüsü ve kapalı kıyafetlerle nasıl dayanacağım kafamda ciddi bir soru işareti.

Gürcü, Ermeni, Azeri Türk'ü, Fars, Kürt, Arap kültürlerini anlamayı, farklı dillerin fonetiğini dinlemeyi, Hristiyan, Müslüman, Zerdüşt dinlerinin manevi derinliğine dalmayı, çöllerin, körfezlerin kıyısında dinlenip hayal kurmayı istiyorum.

Paltolu Konak'ı kedilerimiz Çirkin ve Sarnıç'a bırakıyoruz. Ikisinin ve çiçeklerimizin bakımı için emek harcayan Zühtü, Saba-Berna, Esma, Ozan ve Zafer'e şimdiden teşekkürler.

Gerze'de bir fotoğrafçının gözünden kedilerimiz
Eylülde Paltolu Konak'a döneceğiz, yollarımız kimlerle kesişip, kimlerle hangi öyküleri paylaşacağız bilmiyorum. Ama biliyorum ki bir "backpacker" olarak doğaçlama yol almak, bambaşka coğrafyalarda akmak, dünyanın raksına farklı mekan ve zamanlardan eşlik etmek bir varoluş biçimi olarak bana iyi geliyor.


Yol için hazırım
Paltolu Konak'ı tüm masalsı atmosferiyle çok özleyeceğim.









30 Haziran 2017 Cuma

...yeni yeni bisiklet yolculuğu öyküleri

Miriam ve Josefine, 

İki genç kadın, bisikletlerine atlamışlar ve Almanya'dan Gürcistan'a yola çıkmışlar. Aylardır pedal çeviriyorlar. Davetlerde, kadın öyküleri, kadınların cesaretleri, yola çıkma kararları, yol tutkuları, yolda olmaya yükledikleri anlam daha çok hoşuma gidiyor.
İlk gece arkadaşların tüm kıyafetlerini makineye attığımız için evde oturmak zorunda kaldık. Konakta ağırladığımız başka Alman gezginlerin de arkadaşları olduğunu anladık, ortak tanıdıklarımız çıktı.

Pijama Partisinden, ilk gece

Muhabbetlerimizde, Türkiye'deyken çay içmeye davet edenlerin samimiyetine duyulan sevgiyi anlatıyorlar, insanların misafirperverliği onları çok etkiliyor. Almanya'ya dönünce daha paylaşımcı, daha misafirperver , daha dayanışmacı bir yaşam kurmayı istediklerini söylüyorlar.

Yol anıları muhabbetimizden

Miriam ve Josefine yolculuk öykülerini çizimlerle anlatıyorlardı. Öykü defterleri çok hoşuma gitti. İki kadının gözünden yolculukları, tanıklıkları, duyguları çok hoşuma gitti.

Çizdikleri Bir Kuyu

Mola Anları

Yolculuk Anlatıları


Gerze'de havaların ısındığı, sosyal yaşamın hareketlendiği bir dönemde geldikleri için biz de kendimizi, limana, çay bahçelerine, gün batımlarına attık. Güneşli günlerin, deniz manzarasının, deniz esintisinin, denizde çay içmenin keyfini çıkardık.


Gün batımını beklerken

İskele Turumuz

İki gece misafirimiz oluyorlar, yeryüzü sofrasında kahvaltımızı yaptıktan sonra yola çıkmaya hazırlar.

Gezi direnişine atfen, yeryüzü sofrası paylaşımın sofrası


Koca bir kış boyunca arkada kalanları uğurlarken yaşadığımız burukluk, yolda olamamanın  burukluğu...



Yalçın'ın burukluğu

Kimi çizimlerle kimi Almanca sözcüklerle paylaşılmışlıkları anlatan anı notları, defterimizde en çok Almanca notlar, bu Almanlar ne kadar çok geziyor.



Çizimlerin varış noktasında kedili bir ev

İletişimi korumak adına paylaşılan kanallar

Alman gezginleri uğurladıktan sonra yaz tatiline başlamadan son misafirlerimiz olan Fransız bir çifti kabul ettik. Fransa'dan yola çıkmışlar ve Malezya'ya gidiyorlar. Havaların ısınmasıyla kendimizi sokağa attığımız günlerde onlarla birlikte deniz kenarında çay içmenin, kayalıklarda bira içmenin, Gerze'de bisikletle turlamanın keyfini çıkardık.

Deniz kenarında çay keyfimiz

Çayın üzerine bir de deniz kenarında kayalıklarda bira içtik gün batımında.




Akşam yemeği hazırlığı muhabbetinden

Yemeğimiz, ortaya kızartma
Birlikte yemek yapıp yediğimiz, yolculuklara dair konuştuğumuz, deneyim paylaştığımız, evimizi, dostluğumuzu paylaştığımız güzel iki gün geçirdik.

Ev işlerimizde bize yardımcı oldular, bozulan buz dolabımızı birlikte dışarı çıkardık.

Buzdolabını taşırken

Onlar bisikletlerini hazırlarken Yalçın da dolabın motorunu söküyor


Son olarak bir hatıra fotoğrafı adetten oldu, normalde son fotoğrafları, fotoğraf makinesini karşı evin bahçe duvarına koyar öyle çekilirdik. Akıllı telefona geçince biz de selfie çekmeye başladık.



Yolculuk öncesi

Yine adettendir, gelen her gezgine birkaç satır da olsa kendi dilinde anı yazmasını istiyoruz. Defterimizde kaçıncı not ve kaçıncı dil bilmiyoruz. Ama paylaşmak ve paylaşarak öğrenmek çok keyifli.


Fransızca aktarılan paylaşımlar

Yol öykülerini paylaştıkları öyküleri:



Couchsurfin, Warmshowers ve Workaway hesaplarımızı bir süreliğine kapattık. Şimdi gezme zamanı, hazırlıklar başlasın...