Translate

30 Mayıs 2017 Salı

Paltolu Konak; İki Kapılı Bir Han

Paltolu Konak, kış boyunca  günlük akışındayken, son dönemde, bisikletçilerin davetleriyle renklendi, biz de davet gönderenlere mümkün olduğunca konağın kapılarını açmak istedik. Nisan ayı boyunca pedallamanın güzelliğiyle gelen bisikletçileri ağırladık peşi sıra. Paltolu Konak, Dünya'ya açılan bir han oldu.


İlk gelen Alman bir çiftti. Bisikletleriyle Almanya'dan Moğalistan'a gidiyorlarmış. Bisikletleri hem tandem hem de recumbentti. Böyle bir bisiklet tasarımını ilk defa görüyorum. Arkada oturan bisikleti normal bir şekilde, önde oturan biraz yatar bir pozisyonda sürüyor. Hava yağmurlu olduğu için yollarda ıslanmışlar, kıyafetlerini yıkadık, kıyafetleri de kurumayınca birlikte üç gün kaldık. Bize konağın bahçesinden topladıkları otlarla yemek yaptılar, bizde mezarlık çiçeği olarak geçen aynısafa çiçeğinden salata yapmışlar, çok bildiğimiz bir çiçeği salatada görünce yemekte biraz tereddüt etsek de çok güzel bir salata olmuştu.


Leni ve Domi'nin aşçılığıyla, bir akşam yemeği


Bizde kaldıkları süre içinde bisikletleriyle deneme sürüşü yapma fırsatımız oldu, recumbet kısmına ben geçtim, Leni bisikleti yönlendirdiği için dengede durmak kolaydı, recumbent kısmının bacak boyu Domi'ye göre ayarlandığı için de benim için uzundu ve bu yüzden çok yorucu oldu.


Leni ile Deneme Sürüşümüz

Bir öğleden sonra Samsun'a uğurluyorum onları. Dünya turunu bu tarz bir bisiklet ile yapmak, kolektif bir pedallamayla...

Recumbet ve Tandem  Bisikletleri

Her gezginden rica ettiğimiz gibi onlardan da anı defterimiz için yazı istiyoruz. Almanca bir şarkı sözüyle Paltolu Konak'taki dünyamızı anlatıyorlar. İnsanın sadece kendi için değil, diğerleri için de kendi dünyasını güzelleştirmesini anlatan bir şarkı sözü... Gerhard Schöne adlı bir müzisyenin "Cennet ve Cehennem" adlı şarkısının sözleri...


Şarkı Sözleri ve Çizimlerle Birkaç Anı

Güzel Bir El Yazısı ve Güzel Bir Felsefe

Çöp insan çizimlerini incelediğimde bizim derviş hikayelerinden birine çok benzediğini fark ediyorum. Büyük tahta kaşıklarla yemek yemeye çalışan ama beceremeyip aç kalan bencil insanlarla, sofranın başına oturup kendini değil de birbirini besleyerek doyan dervişlerin karşılaştırmasını  anlatan hikayeye çok benziyor çizimleri.

Yemeği Tek Başına Yemeğe Çalışıp Beceremeyen Bencil İnsan

Birbirine Yemek Yedirerek Doyan ve Güzelleşen Dervişler

Hikayelerini yazdıkları bloglarını da paylaşmışlar bizlerle, Leni ve Domi aklımıza düştükçe açıp neredeler, neler yaşamışlar diye bakacağız.

                  https://zweiaufnemrad.wordpress.com/

Alman gezginleri geçirdikten sonra Avusturalyalı bir bisikletli gezgini kabul ettik. Bir yıl önce bizde kalan yine Avusturalyalı bir çiftin önerisiyle bize davet göndermiş, Perry. Perry neşeli, heyecanlı, meraklı bir gençti. Hukuk öğrenimini bitirmiş ve yollara düşmüş. 

...Ve Yalçın'la Yollara Bakıyorlar

Perry'nin güzel bir ruhu vardı ama benim ve Yalçın'ın referandum dolayısıyla morali o kadar bozuktu ki Perry'nin varlığının, muhabbetinin keyfini çıkaramadık. O da odasında evin bir bireyi gibi takıldı, kimi zaman sobanın kovasını kapmış dışarı doldurmaya gidiyordu kimi zaman yemek yaparken yerel yemekleri öğrenmek için tarif öğrenmeye çalışıyordu. Bir gece üçümüz, ev arkadaşıymışız gibi Yalçın'ın odasında kendi uğraşılarımızla takıldık. Çok huzurlu, keyifli, sevgi dolu, sıcacık ev kokan bir ortamdı. Şu huzurun keyfi; ben ders çalışıyorum, Yalçın Çirkin'le uyuyor, Perry kindledan kitap okuyor.

Dünya'nın Farklı Yerlerinden Gezginlerle Bir Ev Sıcaklığında Buluşmak

Perry'i iki gece ağırladık, Perry yolculuğunun çok başındaydı. İstanbul'dan başlamış ve Tayland'a gidiyordu. 

Perry'nin Konakta Bizimle Hissettikleri

Avusturalya Nere Bura Nere, Gezgin Olma Ruhu Birleştiriyor İşte

Perry'i geçirdikten sonra Belçikalı Sueli davet gönderdi. Sueli'nin öyküsünü günlerce sabırsızlıkla bekledim. Sueli, 41 yaşında bir kadın bisikletçiydi ve tek başına yolculuk yapıyordu. 9 ay boyunca Kanada'nın Monitoba şehrinden başlamış, Amerika'yı ve Latin Amerika'nın birçok ülkesinden bisikletle gezmiş. Ormanlarda kamp kurmuş, çölleri aşmış ve anlatırken ne bir tereddüt ne bir korku. Dinlerken ben hayal ettikçe kaygılandım. Geçtiği çöllerden

Belçika'da iki hafta kalmış ve İstanbul'dan bisiklet sürmeye başlamış tekrar, şimdi Moğalistan'a gidiyor. Bisiklet sürmeye çocukluğunda başlamış, 8 yaşında babasıyla Belçika'dan Fransa'ya on günde gitmiş. Bu yolculuğunun bir bölümünde yine babası eşlik edecekmiş.

Sueli, utangaç, çekingen bir kadındı. O içe dönük karakteriyle bu kadar tehlikelerle dolu yolculuklara çıkması çok şaşırttı beni. Sueli bir gece kaldı, akşamüstü ışığında deniz manzarasında birer bira içerken öyküsünü dinledim. Gece odamda sobanın başında kendi işlerimizle uğraştık.


Sobanın Yandığı Sıcacık Odada Kendi Halimizde 

Sueli, Yol Hazırlığında 

Sueli'nin Dünya'nın Tüm Çelişkilerini Gördüğü Gözüyle Biz

Bloğu yok, yolculuğunu facebook üzerinden paylaşıyor:


Son olarak bir İngiliz çifti ağırladık. Erkek İrlanda kökenli. İngiltere'den başlamışlar ve Uzak Doğu'ya gidiyorlar. Bir gece bahçede defnelerin altında ateş başı muhabbet ettik. 

Bahçede Ateş Başı Muhabbet

Kadın arkadaşın İngiliz aksanını anlamakta çok zorlandık. İrlandalı erkek arkadaşla anlaşabildik. İlginç bir espri anlayışları vardı, keyifli tiplerdi. Sabah kahvaltısında birlikteydik. 


Kahvaltıdan

Patrick ve Rosy bir gece kaldılar ama olabildiğince bizimle vakit geçirmeye çalıştılar. Hem bahçede gece boyu hem de kahvaltıda bir çok sosyal konuda konuşabildik. Öğlene doğru Samsun'a uğurladık.


Konağın Önünde Bir Hatıra Fotoğrafı

Bisikletler Hazır
İrlanda'daki politik mevzular üzerine o kadar konuştuk ki, Patrick bize konuştuklarımız üzerinden anı defterimize film önerilerinde bulunmuş.

Anı Defterimiz Aynı Zamanda Kültürel Aktivitelerin de  Paylaşımı

Anı defterimizi düşünürken herkes kendi ana dilinde yazsın istemiştik. Dünyadaki dillerin kardeşliği olsun istedik. Farklı dillerde hayaller, dayanışma, paylaşım, gezmenin heyecanı... Almanca, Fransızca, İngilizce, İspanyolca, Baskça, Afrika Dili, Japonca vardı defterimizde, Patrick bir de İrlandaca yazdı.   


Ne Yazdığını Bilmiyorum Ama Hissiyatı Güzel

Evet, gezginlerle böyle bir dayanışma ağında olmak çok keyifli, yaşamımıza birçok coğrafyadan, kültürden birçok renk geldi. Hayallerimiz genişledi, kendimize güvenimiz geldi hayallerimizi gerçekleştirmek noktasında. Hepiniz Hoş Geldiniz.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder