Bugün
Hıdrellez,
Biraz
buruğum. Nasıl Newroz, Anadolu’nun doğusunda bahar bayramı olarak kutlanırsa,
Anadolu’nun batısında da Hıdrellez, bahar bayramı olarak kutlanır. Bir
gün öncesinden insanlar, bahçelerinin ve evlerinin kapılarını yeşil dallarla süsleyip
gül ağaçlarının altına dileklerini resmeder. Hıdrellez günü de sabah erkenden
kalkıp yeşilliklerin içinde yuvarlanır, yeşil yapraklarla yeni uyanmış yüzlerini yıkar.
Sonra da gün içinde Hıdrellez aktiviteleri devam eder; sütlü börek yapılır,
ağaçlı bahçelerde salıncaklar kurulur, daldan dala uçularak sallanılır ve en
son da mahallede yakılan bir ateşin üzerinden kadınlı-çocuklu bağrış çığrış
atlanır. Artık bahar gelmiştir.
Bugün yazdığım
tez için ekoloji okumaları yaparken, hıdrellez etkinliklerinin içinde bulunan
annemin heyecanlı sesiyle buruklaştım. Ben ekoloji ile ilgili okumalar
yaparken, Trakya’da kadınlar ekolojiyi, bahar kutlamalarıyla yaşıyorlardı.
Şarap Tanrısı Dionysos’un coşkulu kadınları…
Bahçeye çıktım, birkaç tur attım ama keyfim yoktu.
Sonra, her nasılsa baharın içinde yaptığımız doğa yürüyüşlerinin fotoğraflarına
daldım. Baharı ilk olarak Karadeniz coğrafyasında Yaykıl köyüne yaptığımız
yürüyüşte hissetmiştik. Bahar kırlarda çiçeklerle ve patlayan meyve
domurlarıyla gelmişti.
Gerze Dağcılık Kulübü (GERDAK) ile o gün Yalıköyü'nden Yaykıl Köyü'ne sahil boyunca hem karayı hem denizi hem de dereleri hissederek yürümüştük. Baharın heyecanıyla çocuklar gibi şendik.
|
Baharla gelen renk cümbüşüne yakışan dostlar |
|
Tazelenen doğa ile gülümseyen ruhlarımız |
|
Nefesini; çimenlere, papatyalara ve mavili kadına üfleyen bahar |
|
Çocuklar gibi şen ve şımarıktık, hep bu güzel bahar günleri mahvetti bizi |
Trakya'da hıdrellezi coşkuyla kutlayan kadınlar gibi Amazon kadınları da Gerze'de baharı coşkuyla karşılıyor.
Bu topraklar için ölümü göze alarak bedenlerini ortaya koyan kadınlar, şimdi bu topraklarda baharın keyfini çıkarıyor. Eğer termik santral mücadelesinde iş makinalarının, panzerlerin, jopların önüne yatmasaydı kadınlar, bu bahar böyle mutlu olamayacaktık.
|
Doğada çocuklaşan adam, çocuk adam |
|
Denizin, derenin, karanın bütünleştiği yer |
|
Sarı, doğaya çok yakışıyor |
|
Domurları patlayan gavlan ağacı |
|
Göz alabildiğine uzanan ekin tarlası ve göz alabildiğine uzayan bir bakış |
:::::::::::::::: (bu tek düze işareti konağın kedisi İsis yaptı, herhalde onun da etmek istediği birkaç kelam vardı.)
|
Ahşabın yıllanmış ruhuna nasıl da uyum sağlamış çiçeklenen bir bahar dalı |
|
Müge Hoca'nın gözüyle çiçeklenen ben |
|
Derenin denize attığı bir kargalak |
Konağa taşındığımız ilk andan beri istedik ki tarihinin farklı zamanlarına ve güzel sanatların her dalına ait izler olsun. Derelerin, ormanlardan söküp getirdiği, getirirken de yonttuğu bu ağaç gövdesi konağa gelen ilk heykel. Doğa bu heykeli belki yüzlerce yıldır yontmaktaydı.
|
Zımparalanıp, verniklenip konağın bir köşesinde şimdi |
|
Termik santrale karşı veilen mücadelede, Yaykıl Köyü'nün en yaşlı ve en öfkeli Amazon kadını; Laz Teyze |
Ağzından mani, dilinden termikçi şirkete karşı küfür hiç eksik olmadı. Güzelliği üslubundaydı.
|
Deniz kenarından boyamak için topladığım taşlar |
|
İlk taş boyama çalışması, aman Paltolu Konağa nazar değmesin ! |
Konak kapısının girişine nazardan korunmak amacıyla asılmış at nal ile el yapımı taş boyama nazarlığımız...
|
Boyabat bazalt kayasının üstünde bir taş boyama örneği |
|
Mutfağa can veren Yaykıl Köyü'nün kır çiçekleri |
Baharın gelişini derelerle, denizle, karayla hissetmek o kadar güzeldi ki, sonrasında yine kendimizi dağlarda, göllerde bulduk. Bu defa rotamız Nebiyan Dağı zirvesi ve Kızılırmak Deltasındaki Kuş Cenneti'ydi.
|
Zirveye yürüdükçe, bahar geride kalıyordu, sonbaharın gazellerini ve zirveye yakın kar kümelerini geçiyorduk |
|
Ağaçlar yeni yeni yeşilleniyor, oysa deniz seviyesinde çiçekler cümbüşte... |
|
Sanki gökyüzüne düşüyorsun |
|
Ggenelde yaylalarda gördüğümüz ve güneşi tattıkça rengarenk olan yumuşak kaktüsçük |
|
Sonbahardan kalma gazellerin arasından patlayan dağ menekşeleri, zirveye yakın yerlerde baharın tek habercisi |
|
Kuş gözlem evinden gözlediğimiz, Nebiyan Dağı zirvesi |
Aynı gün zirveden deniz seviyesine, bahardan sonbahar gazellerine, kar kümelerinden leyleklerin getirdiği umuda güzel bir yürüyüştü.
|
Kızılırmak Deltasında üstü bembeyaz, narin çiçeklerle kaplanmış gölcükler |
|
Subasar ormanlarının derinliğinde bir masal |
|
Ağaçları bir de yansımalarından izlemek |
|
Doğanın yüreğinde; ağaçarla, kayalarla, gazellerle, yosunlarla bütünleşmek |
Nahide Abla'nın objektifinden....
Bahar yepyeni umutlarla bizde...
Hoşgeldi...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder