Kapitalizmin insanı betona ve
yönetebileceği kente sıkıştırması ve bizlerin (Elif-Bensu-Yağız-Yalçın) bu
sıkışmaya başkaldırı olarak insanların gözünde saçma gözüken bir yaşam kurma
hayali ile çıktık bu yola. Betona girmeyi ve ruhumuzu betona hapsettirmeyi
istemiyoruz. Biz patikaları seviyoruz. Biz ahşaptan, taştan, kerpiçten, yaşanmışlıklardan ve
emekten yanayız. Emek harcayarak yaşanmışlıklara yaşanmışlık ekleyip tarihi
geleceğe taşımak istiyoruz. BİLİYORUZ Kİ;
dünyada yalnız değiliz, kapitalizmin bize dayattığı çizgilere başkaldırı
deneyimimizi bizim gibi düşünenlerle paylaşmak istiyoruz.
We (Elif, Bensu, Yağız, Yalçın)
started off with the dream of setting a life space which looks silly to other
people as a rebellion against the capitalism forcing us to live in a city and
its concrete houses where people can be easily controlled. We don’t want to
live inside those concrete houses, and don’t want our souls to be imprisoned
there. We like pathways. We stand for the wooden, stone or adobe houses, and
the experiences and labor. We want to bring the history to the future by laboring
and doubling those experiences up. We do
know that we are not alone, and we want to share the experience of the
rebellion against the lines which we are forced to follow by capitalism with
the people who are of the same mind.
Alternatif bir yaşam kurmak için,
taştan, ahşaptan ve kerpiçten bir asra kafa tutan bu kozanın, bizleri özgür
birer kelebeğe dönüştüreceğine inanıyoruz. Bizler için özgürleşmek bu konak ile
anlamını bulacak sanki..
To establish an alternative life
space, we believe that this cocoon which is made from wood, stone and adobe and is resisting for a whole century will turn each of us into a free butterfly. To
us, freedom will find its true meaning with this mansion..
“ İnsanın, ruhu ezilmeden doğayla
bütünleşebileceği , benliğini bulabileceği ve
kelimelere sığmadan sessizliği yaşayabileceği bir barakadır bu konak.”
(Yalçın)
“This mansion is a shed where one
can be united with the nature without any pressure, discover themselves and
experience the tranquility without the limitation of words.” (Yalçın)
“Eskinin ruhuyla toprağın
buluşması” (Yağız)
“Where the spirit of old times
meets nature.” (Yağız)
“Evrende uçuşan sonsuz sayıdaki
ruhun elbet konaklayacağı mekanlar vardır. Öyle sanıyorum ki bu konak da
birbirinden farklı birçok ruha sığınak olmuştur. Ermeni bir taş ve ahşap ustasının bu konaktaki
emeğinin içinde yaşamak, ruhuma sonsuz çağrışımlar katıyor.” (Elif)
“There are, of course, some
places where endless souls floating in the universe settle down for a while. I
suppose that this mansion have sheltered different kind of souls. Living in the
work of an Armenian stone and wooden house constructor effects my soul with endless
connotations.” (Elif)
“Ruhumun her zaman eskiye ait
olduğuna inanmışımdır. Ondandır ki bu konakta olduğum her an, bedenimin
sıkıştığı zamandan köklerime bir dönüş, topraklarıma ziyarettir benim için.”(Bensu)
“I have always believed that my
soul belongs to the old times. That’s why every moment I’m here, in this
mansion, is a comeback to my orijin and a visit to my homeland escaping from
the time my body has been stuck.” (Bensu)
Konağa ait bu çağrışımlara sahip
bizler;
We who have those connotations
about this mansion;
Yalçın; sözcüklere düşman,
sessizliğin sonsuz derinliğinde bir felsefeci.
Yalçın; Antiverbal philosopher in
the eternal deepness of silence.
Yağız; eskiyi merak eden, doğanın
ruhunu özümsemeye çalışan bir ruh.
Yağız; a soul who is curious
about the past, and trying to internalize the soul of nature.
Elif; adının anlamıyla özdeş bir
panteist. Gezgin bir öykü derleyicisi.
Elif; a pantheist same as the
meaning of her name. A wandering story compiler.
Bensu; hayata üretmek, dans etmek,
iyi tiyatro izlemek ve (içinden geldiğinde) şarkı söylemek için geldiğini
düşünen, dünyanın her yerini gezerek sonunda bütün bunlar arasındaki bağlantıyı
bulma peşinde melankolik bir hayalperest, kayıp bir ruh.
Bensu; a melancholy dreamer and a
lost soul who believes that she is born to produce, dance, see good plays and
sing (whenever she pleases), and is after to travel all over the world and find
a connection between those things.
Bizimle iletişime geçmekten çekinmeyin.
Don't hesitate to contact us.
Sevgiler..
Best regards..
Hardy en basit taş bir binanın bile 100 yıl ayakta kaldıktan sonra bir sanat eserine dönüşeceğinden bahseder. Oysa insan ömrü bir sanat eseri olmaya yetmez. Günümüz koşullarında en az bir 100 yıl daha, içinde yaşayan insanların duygularına, kahkalarına, gözyaşlarına, korkularına ve umutlarına barınaklık edecek bir eser oluşturmak için gösterdiğiniz çaba çok mutluluk verici o yüzden. Sinop'a sevgiler...
YanıtlaSilsyb