Translate

5 Şubat 2015 Perşembe

Ağaca ve Toprağa Emek Veren Komün Ruhlar



20 Aralık 2014



Annem banyoyu ben de bahçeye açılan yan girişi temizledim. Bahçeye açılan yan kapı, konağın giriş kapısı kadar görkemli olmasa da yavrusu gibi. O da vişne rengine boyandı. Öncesinde hiç boya yapılmamış sofa tahtalarıyla kaplı odaya spiral makinasıyla Yalçın zımpara yapmaya çalıştı.


Daha önceden hiç boyanmamış yerleri zımparalayıp ham ağaca ulaşmaya çalışırken

     

 Ham tahtanın yıllanmış kiri pası açılınca harika göründü ama ortalık zımpara makinasından çıkan tozla perişan oldu. Tüm boyanmış duvarlar ve temizlenmiş camlar ahşap tozu oldu. Kararsız kaldık ham tahta olarak mı kullanalım yoksa  kolaya kaçıp sofa tahtalarının üstüne boya mı atalım  diye. 

Bensu ve Yağız kararsızlığımıza el ve ev yapımı şaraplarıyla yetişti. Boya badana içindeki şarap soframıza tekrar renkleri yatırdık. Kritik birkaç yer var, onları ne renk yapacağımıza karar veremedik. İç mimarlara kadar danıştık.


Gece konaktan ayrılırken renklerin ve  el yapımı şarabın güzelliğinden sarhoştum.




21 Aralık 2014

Annem ve babam erkenden konağın yolunu tutmuş. Babam mutfaktaki ocaklığı veya günümüz tabiriyle şömineyi, Yalçın’ın Boyabat’taki tuğla fabrikasından getirdiği toprak ve külle sıvamış. Yepyeni bir şömine olmuş.

Mutfaktaki ocaklık toprakla sıvanıyor.

                  

  İki odanın daha önceden boyanmış sofa tahtalarını gümişi renge boyamaya başladık. Yer için gümişi renk bir hayli açık oldu.


Daha önce gri boyanmış iki odanın sofa tahtalarını gümişi renge boyadık.

       

 Akşamüstü ne yemek yiyeceğiz tartışması yaparken öğrencilerim aradı, hamsi yaptırmışlar, bizi de davet ettiler. Canlarım benim, müthiş bir zamanlama. 

Öğrencilerimizin bizi de davet ettiği hamsi partisi

     


Akşam Bensu iki odanın da sofa tahtalarının boyasını bitirdi. Uzun bir süre bir odanın ve mutfağın tahtalarını zımpara yapıp ham tahta olarak mı kullanalım yoksa boyayıp işin kolayına mı kaçalım tartışması yapıldı. Ben artık sürecin uzamasının getirdiği bıkkınlıktan kolaya kaçıp boyamayı önerdim, Yalçın ve Bensu ham tahtaya yazık etmeyelim diye zımpara yapmakta ısrar ettiler. 

 Zımpara tozu dumana katarak devam ediyor.

                   


 Akşam öğrencilerim geldi, evin yıllanmış ruhundan mıdır nedir, sürekli evde derin muhabbetler dönüyor. Tartışma konumuz; Atatürkçülüğün günümüz sorunlarına ne kadar cevap olabildiği. Bu kadar işin arasında tartışma keyfini de kaçırmıyoruz. Yalçın odanın zımparasını yarıladı. İkinci bir zımpara makinası bulunca ben odayı zımparalamaya  devam ederken Yalçın mutfağa geçti. Mutfağın hem boyanmış köşeleri hem de ham yerleri var. İki yanda iki makine, ortalık toz duman. Ağız, burun, yüz kapalı, kirpikler de ahşap tozu birikmiş. Yaptığımız iş tam deli saçması. Gürültüden rahatsızlık vermeyelim diye işi yarıda kestik.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder