3 Ocak 2015
Konakta günlük
yaşamı sadece ben sürdürüyorum. Taşınmadan önce bu koca konakta korkar mıyım
diye düşünürken bir huzur, bir huşu… Hafta sonu komün yaşam düşünün fikir
sahipleri toplanıyoruz konakta. Yağız’ın el yapımı şarabı açılıyor ve dünya
haritası fonunda şarap içerken başka başka ülkelerde hayal ediyoruz kendimizi.
Yağız'ın el yapımı şarabı paylaştırılıyor. |
Herkes bardağını gitmek istediği ülkenin üstüne koyuyor ve görmek istediğimiz ülkelere... şerefe... |
Arkadaşlara
bir hikaye okumak geçiyor içimden. William Saroyan’dan
“Yüreği Dağlarda” öyküsünü okuyorum.
Yüreği konakta atan kadın |
Yağız votka-limonlarımızı hazırlarken Yalçın da şaman ruhuyla bakır kasede tütsümüzü hazırlıyor. |
Gece ve muhabbet ilerliyor. Mutfaktaki ocakta
tırsi pişirelim istiyoruz. Mutfağı duman kaplıyor. Yaptığımız közü patates için kullanıyoruz.
Votka ile patates
harika gidiyor.
Varlık ve yokluk tartışmasına saplandık. En son sabahın 05.00’de
son birayı içerken “Küll-i irade varlığa ihtiyaç duyar mı? sorusunu tartışıyorduk. Konağın ruhundan
mıdır nedir, muhabbetler hep bir derinliğe saplanıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder