25
Aralık 2014
Taşınma
için küçük bir kamyonet bulduk. Fazla
eşyamız yok diye düşündük, ama kamyonetle beş tur yaptık. Taşınacak büyük eşya
yoktu, zaten mülksüzlüğü savunan insanlarız. Koliler hobi malzemeriyle doluydu;
balıkçılık, bisiklet, dağcılık, fotoğrafçılık, ahşap boyama, dikiş, marangoz araç
gereçleri, bahçecilik, kitaplar ve yıllarca biriktirdiğim eski eşyalar;
radyolar, gramofanlar, daktilolar, plaklar, pikaplar, eski fotoğraf makinaları,
eski hesap makinaları…
Taşı
taşı bitmedi, yardıma gelen öğrencilerimin de canı çıktı.
Emeğinize sağlık gençler... |
Bu gece
konakta yatıyoruz. Üst kattan gelen fare tıkırtılarıyla uyumaya çalışıyorum.
Sanki fare bir makara bulmuştu da onunla oynuyordu.
26
Aralık 2014
Sabah
mutfakta hafif bir kahvaltı.
Her yan koli. Mutfak dolapları olmadığı için
mutfak kolileri öylece üst üste yığılı. Diğer odaları yerleştirdik.
Günlük
yaşamı geçireceğimiz bir oda; bir çekyat, bir soba, bir kitaplık, dantel
perdeler, pencerenin geniş denizliğine pikaplı radyo ve örgü sepeti
Çalışma/
yemek odası; pencerenin önüne uzun komedin, ortaya masa, pencerenin denizliğine
gramafon ve plaklar, Diyarbakır’dan
arkadaşımın annesinin hediye ettiği kanaviçe pano
Gramofonu
koyduktan sonra sokaktan geçen anne ve çocuğunun şaşkınlığı:
“Anne
müzik çalan şey!” Küçük Prens’in
güzelliği gibi…
Sırf
çeyizim için hazırlanmış kanaviçe örtüleri koymak için sandık, giyim dolabı ve
karyola üçlüsünü aynı odada buluşturduk.
Konak ancak
akşama düzene girdi, babam akşam konağa çakırkeyif gelince hala bir şeyler
yapmak istiyordu. Oysa yarın yola çıkacaklardı. Yirmi gün önce konağı ilk
gördüklerindeki derin karamsarlığı gitmiş yerine yerinde durmayan bir umut
gelmişti. O umuduyla gecenin bir vakti
pirinç aynayı,
cepkenliği,
İskenderun’dan arkadaşım Özgür'ün annesinin hediye ettiği iğnedenliği,
Kütahya
işi tabloyu, tavuskuşu tüylerimizle beraber konağın girişine astık.
27
Aralık 2014
Sabah
annem ve babamı geçirdim. Otogara giderken üçümüz de yorgun savaşçıydık. Yolda
Gerze’nin betonları arasına serpiştirilmiş konaklar dikkatimizi
çekiyordu. Annem’le “daha el atılacak onlarca konak var” diye düşündük. Onlar
gittikten sonra hem psikolojik hem de anatomik olarak çökmüştüm.
Anneciğim babacığım elinize, emeğinize sağlık...
29
Aralık 2014
Mutfak
dolapları ve mermer takıldı bu akşam.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder