Annem sabah konağa giderken yangın evinden taşınma sürücemizi de başlattı. El arabasına çiçekleri doldurup yangın evinden ayrılırken hem bir hüznü hem de bir heyecanı yaşıyordum.
|
Yangın evinden ayrılmanın ilk hüznünü çiçekler yaşadı ve arkalarından ben... |
|
Yangın evlerinin arasından annem |
Daha hiç oturulmamış 0 daireler vardı. Gerze'ye ilk geldiğimizde de apartman dairesinde oturmayı reddetmiştik, ruhumuzu katacağımız eski bir ev isteyip Gerze'nin 50 yıllık tarihiyle birlikte yaşamıştık. Şimdi ise 100 yıllık bir tarihle yaşamaya başlayacağız. Zamanda yolculuk bu, hiç günümüze ait hissedemedim ki kendimi...
Bu gün
duvar boyasına başlama zamanı. Odaların beyaz tavan boyasını bitirdik ve 15
litrelik meltem rengi boyamızı törenle açtık, kararlaştırdığımız rengin
güzelliğini kovada göremeyince bir hayal kırıklığı yaşarken boya karıştıkça
rengini buldu. Duvarlara sürünce kararlaştırdığımız rengi görmek bizi
sevindirdi.
|
Boya öncesi son rütuşlar |
|
Meltem renginin ilk deneyişleri |
Boyadıkça keyif alıyorduk ve odalara yakıştığını düşünüyorduk.
Akşam yemeğimizde annemin getirdiği Trakya usulü çörek ve ayran vardı. Sıcacık
çörekleri bir işçi yorgunluğunda yedik. Gece 02.00’ye kadar içki yasağı öncesi aldığımız biraları
içerek boyaya devam ettik.
|
Yağız yine ince işçiliğinde |
Biz geceleri konakta çalışırken annem de evde perdeleri hazırlıyor. Yıllardır anneme çeyiz yapmaması, dantelin, beton binalarla birlikte artık anlamının kalmadığını söyleyen ben, şimdi "keşke daha fazla dantel perde örseymiş annem" diye yazıklanıyorum.
|
Patiskaya dantellerim dikilirken |
|
Dantel perdelerim hazır. |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder