22 Kasım 2014
Dün gece
yangın evimizde buluştuk, dört hayalperest. Bu defa dekorasyon dergilerinden
esinlenmek üzere bir kutu dergiyi yığdık önümüze. Bir de nerden
başlayacağımızın listesi. Acilinden çatının akan yerlerinin onarımı ve elektrik
tesisatının tamamen değişmesi vardı listede. Bu işleri kime yaptıracağımız
tartışma konusu oldu. Yalçın çatıya çıkıp akan yerleri tespit etmek ve oraları
yapmak istiyordu ve aynı zamanda tüm elektrik tesisatını yenilemek. Biz de
sadece hafta sonları konakta çalışabildiğimiz için zaman problemimizin olduğunu
ve bu yüzden bir ustadan yardım almamız gerektiği noktasında ısrar ediyorduk. Evet, Yalçın el
becerisi olan ve her işten anlayan bir arkadaşımızdı ama aynı zamanda güne
öğleden sonra başlayan açılması akşamüstünü bulan bir uyku severdi. Bu işleri
dar zamanda halletmesi imkansızdı. Çetin tartışmalar sonucu keçi inadını
kırabildik ve dekorasyon dergilerinin pembe dünyasına daldık.
Envai çeşit renk,
envai çeşit tasarım ve envai çeşit hayal. Evi boyamak için renk seçimine geçiyoruz, tartışmalar,
küsmeler…
Koca ahşap kapının renginin şarabi,
duvarların renginin meltem,
ahşap tavanların renginin de beyaz olmasına
karar veriyoruz.
Evde gömme dolap raflarına yerleştirilmiş kitapların arasına
uzanmış ve kuyruğunu aşağıya sarkıtmış bir ton ton kedi hayalini kurmayı da
ihmal etmiyoruz.
Şimdilik bir hayal sadece...
Öğlene
doğru konağa çalışmaya giderken karşımızda şarabi kapıyı bulamamanın ve konağın
hayallerimizdeki tasarımlarla süslenmiş olmamasının hayal kırıklığı ile içeriye
giriyoruz. Yürünecek çok yolumuz var daha. Evi en üstten en alta kadar
süpürüyoruz. Yıllanmış tüm toz poşetleniyor. İlk kazamız Bensu’nun eline paslı
bir çivinin batması oluyor ve tedirgin oluyoruz. O tedirginlik ve hüzünle
evlerimize dağılıyoruz. Ev boyaya hazır, evin elektrik tesisatı için usta,
ilaçlanması için de temizlik şirketi gelecek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder