Sabahları erken kalkan annem, çocukluğumun geçtiği kerpiç evde kullandığımız ama betona taşınınca anlamını kaybeden "cepkenliğimizi" yıkayıp tele asmış.
 |
Cepkenliği bilir misiniz? |
Genelde cepkenlik dış kapının yanına asılır, içine tarak, krem, toka gibi malzemeler konulur.
 |
Çocukluğumuzun geçtiği kerpiç evde yıllardır asılı duran, çocukluğumun taraklarını, tokalarını toplayan annemin el işi cepkenliğimiz, şimdi konağa asılacak. |
Günlük çalışmamız için konağa geçince ilk işimiz özlediğimiz üst katlarda özlem gidermek oldu. Çatının akan yerlerine de plastik bidonlar yerleştirdik.
 |
En üst katın odalarından, geleneksel sedir, lodosa dayanamayan geleneksel pencereler |
 |
En üst katın odalarından, gömme dolaplar |
 |
Üst katın salonu, sofanın güzelliğine bakın hele... |
 |
İşte bu köşe, üst kattan orta kata inen, oturup saatlerce seyredebilirim. |
 |
Gün içi çalışmalarımız, mutfak tezgahı ve dolabından arta kalan doku |
Duvar
boyalarının ikinci katlarını attık, renk kendini buldu.
Annemin çorba, kuru
fasulye ve turşusu dört ameleye can
verdi.
 |
Ameleler yemekte, iş gözcümüz ve sözcümüz Yalçın |
 |
Annemin can veren yemekleri |
 |
Napayım, yemeklerin keyfinden burnum aktı. |
 |
Hele hele kara kaşlara, hele hele kara saçlara, hele hele kara bıyıklara hele
(Yaşar Kemal'in köylülerinin ünlemlerinden mülhem)
|
Bensu gece konağın han kapısı
gibi koca ahşap kapısını vişne rengine boyadı.
 |
Konağın giriş kapısı boyanıyooooooooooor! |
Meltem ile vişne rengi birbirine
çok da güzel, beklediğimiz gibi uyumlu oldu. İçki v e tartışma masamızda oda
kapılarını turkuaz rengine boyama kararı verdik.
 |
Oda kapılarının rengi: Turkuaz |
Gece yine 02.00’de ayrıldık
konaktan ve konak kapısının son hali
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder