Translate

24 Şubat 2015 Salı

Bir Hafta Sonu...

21-22 Şubat 2015


   Hafta içleri İsis'le konakta sessiz sessiz yaşıyoruz. Sıkıldıkça birbirimize sarıyoruz. Birbirimize sarışlarımız;  benim ellerimin üstlerinin tırmalanması ve parmaklarımın ısırılması ile sonuçlanıyor da olsa onu çocuğum gibi seviyorum.



           

     İsis'in sağı solu tırmalamaya başlaması ile artık ona bir tırmalama tahtası yapmak farz oldu. Malzemelerimizi temin ettikten sonra (1 m 10 cm çapında gider borusu, 40 m  halat, eski kitaplığımızın kapaklarından iki kare tahta, tutkal, dekopaj aleti) işe giriştik. İki kare tahtayı, boruları içine geçirip tutkal ile yapıştıracağımız şekilde kesiyoruz.

     

 Malzemeler; halat, boru, dekopaj, eski kitaplıktan söktüğümüz kapaklar


 Dekupaj testere ile  kare tahtalara borunun geçeceği yuvarlaklar açılıyor.

         

     Bizim yaptığımız tırmalama tahtası daha çok bistro masaya benzedi sanki, İsis'i de alıp masamıza, biralarımızı yudumluyoruz.


         İsis'in şerefine...


Bira içtikten sonra tütüne de başladı.
  

               




Boruya tutkal sürüp halat sıkıca sarılıyor.

                            




Makara görevi gören Yağız sıkılmış sanki..

         




Yapılış aşamaları

                                   





             


İsis şimdiden sabırsız..

                   



  İsis ve iki annesi

          




Oyuncağını buldu
                     

                                      




Sanki tedirgin...
                     
                               
                                            


     Hafta sonu, pazar gününün günlük güneşlik havası bizi bahçeye davet ediyordu. Yangın evinde otururken diktiğimiz güllerden çelik yapmak için kesmeye gittik. Gül, hanımeli, sardunya, erik, incir dallarıyla döndük. Yalçın ile  yıllanmış tartışmalarımızdan biri; bahçenin kullanımı meselesi. O çiçek ekmeyi sever, ben sebze meyve. Yangın evinin bahçesini parçalara bölerek tartışmalarımıza son vermiştik. O çiçekleriyle uğraştı, ben  sebzelerimle. Neyse ki şimdi bahçe hepsine yeter.


Konağın bahçıvanı gülleri çelikliyor.

                         

Çeliklenmiş ve ekilmek için bir dahaki yılı bekleyen güller

                 


     Yavaş yavaş bahçe işlerine de başlamanın keyfindeyiz. Akşam çökerken bahçeye, doğanın sesleri de birbirine karışıyor; uzaklardn havlama sesi, birbirinden güzel kuş sesleri, Yalçın'ın toprakla uğraşma sesi..



Bahçede akşamüstü sesleri...

                                  

                                          


















16 Şubat 2015 Pazartesi

Çokdilli İletişim; İngilizce, Türkçe, Kürtçe


9-14 Şubat 2015


      Sabina, İsis ve benim couchsurfing misafirimiz. Yolculuğuna Borçka'dan başlamış, Doğu Karadeniz'i geze geze Gerze'ye gelmiş.  Kendisini Gerze otogarından alıp Sardunya Cafe'ye çay içmeye davet ediyorum.  Soğuk havada Sardunya Cafe'nin sıcacık ortamında içilen sıcacık çay içimizi ve ruhumuzu ısıtıyor.

      Kısa otobiyografik sunumlar yapıyoruz birbirimize. Kendisi Berlin'de sosyal hizmetler öğrencisiymiş ve birinci sömestr dönemi İstanbul'da Okmeydanı ve Sarıgazi Halkevi'nde stajını yapmış, bu dönem de Hacettepe Üniversitesi'nde Erasmus değişim programı aracılığıyl derslere devam edecekmiş.

      Türkçe konuşması kulağa çok sevimli geliyor. Türkçe pratik yapmak istediği için genelde Türkçe konuşuyoruz.



     Eve gelince Sabina Kürtçe müzik açınca Okmeydanı'nda çok fazla Kürt ile tanışmış olmasından dolayı Kürtçe öğrendiğini ve ileride Almanya'da Türk ve Kürt göçmenlerin ilişkileriyle ilgili bir sosyal hizmet uzmanı olarak çalışmak istediğini söylüyor.

    Evde üçümüz güzel bir ortam kuruyoruz. İlk başta  Sabina iki gece için Couchsurfing aracılığıyla davet göndermişti ama Gerze Eğitim-Sen Kadın Komisyonu ve Gerze Halkevi'nin film gösterimlerine biz de onu davet edince dört gece misafirimiz oldu.


  
      Gündüzleri evde yalnız kalmayacağı için Sabina'nın kalması en çok İsis'i mutlu etti. 


    Sabina İspanya'da da bulunmuş ve Katalonya özerk bölgesinde çalışmış. İspanyolca ve Katalanca'yı da biliyormuş. Anladığım kadarıyla ulusal kökenli kurtuluş hareketlerine ilgili. Çok kültürlü- çok dilli bir insan. Konağa renk kattın Sabina, ayağına, gezgin yüreğine sağlık...


ve İsis'e veda...


Sabina, bu videoda kendini ve konakla ilgili düşüncelerini anlatıyor:



                                          






7 Şubat 2015 Cumartesi

Güncel Enstantaneler

7 Şubat 2015


Eski tarz modellerden esinlendiğimiz mutfak dolaplarımız

       
 Yalçın'ın eski bir ceviz dolaptan bozarak yaptığı masa 
ve
 tozu dumana katarak zımparaladığımız sofa tahtaları

      
   Konaktan kalma sandalyelerin renklenmiş hali,

   Çalıştığım okulun deposunda atıl bir şekilde bulduğum el iş kilimler,

         Dantel perdelerim.

                
Ocaklık/şömine ve mini erzak dolabı

             
Günlük yaşamın aktığı oda

             
Konağın eski günlük yaşamından kalma tuğlalı soba

    
Yıllardır biriktirdiklerimden

            
Çalışma/yemek odası

      
Yıllardır biriktirdiklerimden, hepsi anlamını bu konakta buldu.
  
      
Pencerenin eski tip geniş denizliğine koyduğum gramafonun, perdedeki silüeti

    

Konağın dokusundaki  raflar da koleksiyonum için uygun oldu.


Diyarbakır'dan arkadaşım Koçero'nun annesinin  yıllar önce verdiği hediye

      
Konağın ceviz dolabı ve çeyizimden kaneviçe örtülerim


Konağın mora boyanmış karyolası ve canımın içi  kanaviçeler

  
Anadolu'nun geleneksel evlerinde sandıkların üzerine konan yatak yorganlardan esinlenerek

      

Konağın ceviz komodini

                            
El işi küpelerim

                                
 El işi kolyelerim


          eski ahşap bir bavul, şimdi konakta fular sepetim



 merdiven altı boşluğa yapılan güzelim dolap
ve
aynı zamanda karatahta bizim için



 çitler zaten çok güzelken, evin içinde daha da güzel
ve 
karatahta için tebeşir kutumuz


 kardeşimin su kabağından el yapımı konak hediyesi 


paltolu konağın şapkası, hangi yılların modası kimbilir?



çalıştığım okulun kapanan muhasebe bölümünden


Dağlardaki yürüyüşlerimden topladığım ve konağı güzelleştiren kır çiçekleri,
çalıştığım okulların birinin deposunda bulduğum pirinç ayna 
ve 
konağın görkemli kapısı



     

   Konakta yaşam; bu güzelim el işi eşyaların, kır çiçeklerinin, İsis'in sevimli uyuma pozisyonlarının ruhumuza aksiyle geçiyor.

   En baştan da dedik ya;
   Paltolu Konak, komün bir yaşam ütopyası
    severseniz, bekleriz...

İsis, Elif, Bensu, Yalçın, Yağız

6 Şubat 2015 Cuma

"Konağa Daha Fazla Anlam Katsın" Şiarıyla Kapıyı Çalan Hediyeler


 3 Şubat 2015


Bugün kargo ile iki konak hediyesi aldım. Çevremdeki dostlar çeyizlik sandıklarından çıkardıklarını veya el becerileriyle yaptıklarını konağı güzelleştirmek için gönderiyor.

Kardeşim,  oyarak ve delerek süslediği bir kabağı konakta lamba olarak kullanmamız için göndermiş.


              
        Ankara Üniversitesi Halkla İlişkiler Bölüm Başkanı – yüksek lisans derslerimin hocası- Sema Hocam da konakta yaşamaya başladığımızı öğrenince çeyizi için elleriyle ördüğü dantelleri sandığından çıkarıp "bu danteller konağa yakışır" diyerek bana göndermiş.       


            Sevgili Sema Hoca'mın ellerine sağlık...

Eller, emekler ve yürekler…
Hiç eksik olmayın…

Handaki İlk Seyyahlar


2 Şubat  2015


Bugün konağın ilk seyyahlarını uğurladım.  Couchsurfing (gönüllü misafir etme/olma) aracılığıyla davet gönderen Alman bir çift- Karina ve Tim- Hamburg’tan Çin’e bambu bisikletle gidiyorlarmış, 5 aylık bisiklet yolculuğunun kısa bir molası olarak da konakta iki gece kaldılar. 


Bambu bisikletleri


     


Yol hazırlıkları

   


Bol şanslar

  

Sarıkum'da yaptığımız trekkingten
        
     


Almanca, Tim ve Carina'dan

Çok sevdiler, ahşabın ve tarihin ruhunu. Lodosun her tarafı sallayan gürültüsünde Neitzsche’den Habermas’a, Karl Popper’dan Karl Marx’a birçok konuda yarım yamalak İngilizce’lerimizle konuştuk. 
yolculuklarını yazdıkları blog  adresleri:  



Gerze Dağcılık Kulübüyle yaptığımız yürüyüşte  Türkiye tanıtım video kolajına yürüyüşte çektiğimiz halayı da koymuşlar.